Türkiye'nin Yeni Nesil Firma Rehberi'ne Hoşgeldiniz.
Sponsorlu Firmalar
Sponsorlu Hizmet Verenler
Üyeler
Hizmetler
KAVAKLIDERE Haberleri
KAVAKLIDERE
Ankara’nın merkezinde, şehrin koşturmacasına rağmen kendi ritmini tutturmuş özel bir köşe olan Kavaklıdere, her adımda ziyaretçilerine farklı hikayeler fısıldar. Bir zamanlar kavak ağaçlarının gölgesinde serinleyenlerin adıyla anılan bu semt, bugün enerjisi ve zarafeti ile tanınır. Türk edebiyatının önemli eserlerinde de adı sıkça geçen Kavaklıdere, modern yapılar ile geçmişin izlerini taşıyan binaların iç içe geçtiği sokaklarıyla adeta bir zaman yolculuğuna çağırır.
Kavaklıdere sokaklarında gezerken, ilk dikkat çeken unsur, geniş bir tarih yelpazesine sahip olan mimarisi. Eski Ankara’nın izlerini taşıyan evlerle, modern mimarinin göz alıcı örnekleri yan yana yükselir. Bu sokaklarda yürümenin, insana tarihin farklı katmanları arasında gezinme fırsatı sunduğu söylenebilir. Sadece bir cadde üzerinde dolaşırken bile kentin geçmişine dair güçlü bir esvap, yani dokunulabilir bir tarih hissini derinlemesine yaşamak mümkündür.
Semtin en bilindik caddelerinden biri olan Tunalı Hilmi Caddesi, her yaştan insana hitap eden mağazaları, kafeleri ve sanat galerileri ile doludur. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında, cafelerin önü rengarenk çiçeklerle bezenmiş sandalyeleri ile insanların hemhal olduğu bir alan haline gelir. İş çıkışı saatlerinde caddede gezinirken, insanların günlük telaşları ile şehrin merkezinde kendilerine kısa bir mola verme çabası gözlemlenir. Burada, karmaşanın içinde bir tür huzur bulmak mümkündür; her köşe başında görülen mutlu bir sahne, günlük hayatın halet-i ruhiyesi üzerinde olumlu bir etki yaratır.
Kavaklıdere’de, kaldırımlar boyunca uzanan ağaçların altında yürürken, bir yanınızda kentin nabzını tutan modern yapılar, diğer yanınızda geçmişten kalan ve hala yaşamaya devam eden anılar vardır. Her sokak, aslında bir başka hikayeye açılan kapıdır. Mesela, eski bir apartmanın girişinde bir plakçının tınıları kulağa dolarken, yanındaki kafede kahve kokularının davetkarlığı hissedilir. Bu atmosfer, her an yeni bir keşfe olanak tanır.
Bütün bu unsurlar bir araya geldiğinde, Kavaklıdere’nin sadece fiziksel bir mekan olmadığını, aynı zamanda bir duygu, bir ruh hali olduğunu anlamak zor değildir. Burada geçen dakikalar, şehrin başka hiçbir yerinde duyumsayamayacağınız türden bir sükunet ve temâm duygusu taşır. Sokaklarında yapılan her yürüyüş, anıların ve mutluluğun temmus dolu notalarıyla ruhu besleyen bir melodi gibidir. İşte bu yüzden, Kavaklıdere, Ankara’nın kalbi olmasa da ruhunun önemli bir parçasıdır.