Türkiye'nin Yeni Nesil Firma Rehberi'ne Hoşgeldiniz.
Sponsorlu Firmalar
Sponsorlu Hizmet Verenler
Üyeler
Hizmetler
MERKEZ Haberleri
MERKEZ
Merkez semti, adeta zamanın durduğu, insanı geçmişin huzurlu kollarına çeken bir yer. İstanbul’un kozmopolit yapısına karşın, Merkez adeta kendi içinde bir dünya. Sokaklarında gezerken, yaşanmışlıkların ve tarihin izlerini her köşe başında görebiliyorsunuz. Tüm bunlar, insanda bir halet-i ruhiye yaratıyor; her adımda ruhunuzu saran bir huzur.
Semtin kalbine giden dar sokaklar, yüksek binalar arasında sıkışmış durumda. Ancak bu sıkışıklık bir nevi sıcaklık, bir samimiyet barındırıyor. Eski taş binalar, zamanla değişen modern yapıların yanında hâlâ dimdik ayakta, tüm görkemleriyle zamana direniyorlar. Her bir taş, her bir köşe başı size bambaşka hikâyeler fısıldıyor.
Havanın tatlı bir melteme dönüştüğü saatlerde, sokakların kendine has güzelliği daha da belirgin hale geliyor. Güneş ışınları yavaşça çekilirken ve yavaş yavaş gökyüzüne ayın solgun ışığı hâkim olurken, sokak lambaları tek tek yanıyor. Bu da gündüzün canlı ruhunu, geceye ait büyülü bir atmosfere bırakıyor. İşte bu atmosfer içinde tüm esvaplarınızı, yüklerinizi geride bırakarak adeta bir hayal âleminde yürüyorsunuz.
Küçük kafeler ve yerel dükkânlar, Merkez’in yaşam damarları gibi. Her biri birbirinden farklı hikâyeler sunar, kapılarının ardında. Kimi zaman bir köşe başındaki çay ocağında, sade bir çayın dumanında saklıdır mutluluğun buruk tadı; kimi zamansa yıllardır aynı sokakta hizmet veren bir terzi, sizden önce oradan geçmiş şahsiyetlerin hikâyelerini anlatır. Herkesin anlatacak bir şeyi, azıcık zamanı vardır bu semtte. Burada zaman gerçekten de başka bir boyutta akar gibi hissedilir.
Merkez semtinin havası solunduğunda insanın içine dolan o hafif esinti, sanki tüm derdinizi alan bir yapıya sahip. Yıllar geçtikçe, sokaklar yıpransa da, insanlar değişse de, bu semt hep bir umut kapısı olmaya devam edecekmiş gibi hissettiriyor. Her bir bina, her bir sokak, eski dostlarla buluşmanın heyecanını yaşatıyor insana.
Merkez’de adımlarınızı hızlandırmayı asla istemezsiniz. Çünkü her bir adımda, büyüsünden hiçbir şey kaybetmemiş detayları keşfetmenizi engelleyebilir. Belki de bu yüzden, burada yürümek bir tür meditasyon, içsel bir yolculuk gibidir.
Bu duygular, bu sessizlik ve bu derinlik; tüm bunlar temâm olmamış ama hep bir parça eksikliği ile tamamlanmış gibi hissettirir. Belki de Merkez semti, bu eksikliğin güzelliğiyle bizi kendine çeken bir yer. Semtin taşıyıcı duvarları kadar sağlam, sokakları kadar davetkâr ve havası kadar canlandırıcı bir ruhu var. İşte bu yüzden, Merkez’den ayrılmayı her düşündüğünüzde, bir parça kalbinizde bırakmak zorunda kalıyorsunuz.